Adana'da Gezilecek Yerler
ADANA MÜZESİ
1924 yılında Cumhuriyetin ilanından sonra kurulan Adana Arkeoloji Müzesi, Türkiye'nin en eski müzelerinden biridir. Çukurova'nın tarihi eserlerinin sergilendiği Müze, Caferağa Cami Medresesi, Kuruköprü binası gibi çeşitli binalarda faaliyet gösterdi. Ancak kapasitenin yetersiz olması nedeniyle 1907'de yapılan Milli Mensucat Fabrikası’nın eski binası restore edilerek 2018 yılında Adana Yeni Müze Kompleksi olarak hizmete açıldı. 12 bin 500 metrekare alanda faaliyet gösteren Yeni Müze Kompleksinde Adana’nın önemli yapılarına ait maketler, kentin eğitim tarihi, ticaret kültürü, çarşıları, çeşitli meslek grupları canlandırmaları da yer alıyor.
ADANA ULU CAMİİ
Adana’nın merkez Seyhan İlçesi Kızılay Caddesi’nde bulunan Ulu Camii ve Külliyesi, Ramazanoğlu Beyliği Dönemi’nde Ramazanoğlu Halil Bey tarafından 1513 yılında inşa edilmiştir. 1541 yılında Piri Mehmet Paşa tarafından genişletilerek onarılmıştır. Selçuklu, Memluk ve Osmanlı mimari özelliklerinin görüldüğü Ulu Camii türbe, asıl ibadet mekânı, avlu ve batıdaki dikdörtgen planlı eski yapı olmak üzere üç bölümden meydana gelmektedir. 1508 yılında caminin doğusuna kubbeli bir türbe yapılmıştır. Medrese 1540 yılında Ramazanoğlu Piri Paşa tarafından yaptırılmış klasik Osmanlı medreseleri planındadır.
ANAVARZA KALESİ
Adana’ya yaklaşık olarak 70 kilometre uzaklıkta olan Anavarza Kalesi, Kozan, Ceyhan ve Kadirli ilçelerinin kesiştiği yerde, Kozan’ın sınırlarında bulunuyor. Bazı kaynaklara göre ise Hititler tarafından kurulmuş Anavarza kenti. Bu kent ve kale, çeşitli kültürlerin birbirine etkilemesine vesile olmuştur. Ünlü roman yazarımız Yaşar Kemal’in İnce Memed romanındaki bir bölüm Anavarza’da geçmiştir. Bu tarihi kaleyi ve şehri gezmek, sizi bulunduğunuz tarihten bir süre için koparacak ve farklı bir zamanda hissetmenizi sağlayacak.
ANTİK LUVİ KÜLTÜR MERkEZİ
Adana'da Antik Luvi Kültür Merkezi, 2023 yılında ziyaretçilerin ilgisine açıldı. Kültür Merkezinde, Anadolu’nun eşsiz kültür mozaiğini farklı kültürlere geçirgenliğini sağlayarak medeniyetlerin gelişmesine katkı sağlayan Luvilerin yaşamına dair parçalar sergileniyor. Antik çağın dünyadaki en önemli temsilcilerinden olan Hitit İmparatorluğu’nun yıkılma sürecinde dahi Anadolu’da yaklaşık 500 sene Luvice konuşulduğu Luviler’in yaşamı ve kültürü bu müzede gelecek kuşaklara aktarılıyor. Yaklaşık olarak Milattan önce (MÖ) 2200’lü yıllarda Anadolu’da yaşamış en eski ve önemli halk olan Luviler’in çalışkan ve üretkenliğiyle biliniyor. Türkiye’nin kültür ve turizm hayatına kazandırılan merkezde, yüzyıllarca Anadolu topraklarında yıllarca kültür hizmeti veren Luvi Medeniyeti çok sayıda obje eşliğinde tanıtılıyor.
ASHAB-I KEHF YEDİ UYURLAR MAĞARASI
Mersin'e bağlı Tarsus'un kuzeybatısında Dedeler köyünde yer alan Yedi Uyuyanlar Mağarası, Müslüman ve Hristiyanlarca kutsal sayılır. Kuran-ı Kerim’in Kehf suresinde sözü edilen bu mağaraya 15-20 merdivenle inilir. Halk arasında Ziyaret Dağı olarak bilinen dağ, konik biçimi ve topoğrafik görünümü itibarıyle doğal bir özellik arz eder. Mağara, 300 metrekare büyüklüğünde 10 m yüksekliğindedir. Mağaranın içinde üç tünel mevcuttur. Ashab-ı Kehf Mağarası’nın yanına Osmanlı Padişahı Abdulaziz tarafından 1873 yılında bir mescit yaptırılmıştır.
ATATÜRK EVİ MÜZESİ
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Adana'ya dokuz kez gelmiş ve 5 ayrı konutta konaklamıştır. 15 Mart 1923'te Atatürk eşi ile birlikte Adana'ya geldiğinde, Ramazanoğulları'ndan Suphi Paşa'ya ait olan bu binada ağırlanmışlardır. İki katlı, çıkmalı, kırma çatılı, kâgir bir yapıya sahip müze binası, Seyhan Caddesi üzerinde 19.yy. da yapılmış geleneksel Adana evlerindendir. Yapı, tarihi nitelikleri sebebiyle Bakanlıkça "Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı" olarak tescil edilmiş ve koruma altına alınmıştır. Bina, Atatürk Bilim ve Kültür Müzesi Koruma ve Yaşatma Derneği'nce zamanın Kolordu Komutanı Bedrettin Demirel'in önderliği ve halkın yardımıyla kamulaştırılıp restorasyonu yapılmış ve 1981 yılında Müze Müdürlüğü'ne bağlı bir müze olarak hizmete açılmıştır. Müzede, Atatürk’ün Adana Seyahatlarını anlatan dev boyutta fotoğraflar, Kuvayı Milliye dönemine ait eşyalar, etnoğrafik ürünler, döneme ait gazete arşivleri sergileniyor. Müzede ayrıca, Hatay'ın kurtuluşunu anlatan özel bir oda bulunuyor.
BEBEKLİ KİLİSE
Tepebağ’da 1880-90 yılları arasında Saint Paul adına yaptırılmış bir İtalyan Katolik kilisesidir. Kilisenin tepesinde 2.5 metre boyunda tunçtan yapılmış Meryem Ana heykeli bulunmaktadır. Bu heykelin bebeğe benzemesi nedeniyle yapıya Bebekli Kilise adı verilmiştir.
BÜYÜK SAAT KULESİ
Büyük Saat Kulesi, Adana’nın en önemli simgelerinden birisidir. Adana’nın Seyhan merkez ilçesi Ali Münif Caddesi üzerinde bulunan Büyük Saat Kulesi, 1881 yılında Vali Ziya Paşa tarafından yapımına başlanmış ve 1882 yılında Vali Abidin Paşa tarafından tamamlanmıştır. Uzunluğu 32 metre ve kesme taştan inşa edilen Büyük Saat Kulesi, Adana’nın simge varlıkları arasında yer alıyor. İnşa edildiği dönemin en yüksek saat kulesi olan Adana Büyük Saat Kulesi’nin saat makinesi Almanya’dan özel olarak getirilmiştir. 8 metre genişliğindeki kulenin tepesine 110 basamaklı merdivenle çıkılıyor. Çok sağlam inşa edilen kule, büyük depremlerden bile zarar görmeyerek, günümüze kadar gelmiştir. Büyük Saat Kulesi’nin bulunduğu Ali Münif Caddesinde 2013 yılında sokak sağlıklaştırma ve restorasyonu gerçekleştirildi. Bu çalışmayla daha estetik hale gelen Büyük Saat Kulesi’ne yapılan aydınlatmayla mistik ve tarih kokan bir görsellik sunulmuştur.
BELEMEDİK YAYLASI
Adana’nın Pozantı ilçe sınırları içindeki Belemedik, doğal güzellikleri ve tarihi özellikleriyle hayranlık uyandırıyor. Belemedik, Çakıt Çayı boyunca büyüleyici yeşil alanları, yaban hayatı, demiryolu ve tünelleri, Alman kalıntıları ile etkileyici bir bölgedir. Yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktaları arasında yer alan Belemedik, dev çınar ve çam ağaçlarıyla, ahşap ve taş binalarıyla yılın her mevsimi ziyaretçilerini ağırlıyor. Ayrı ayrı güzellikleriyle öne çıkan Belemedik, piknik açısından temiz havası, yeşil doğası ve belediye tarafından sağlanan altyapı imkânlarıyla mükemmel bir seçenektir. Yakın zamanda belediye tarafından hizmete açılan ve yörenin dokusuyla uyumlu bungalov evlerde konaklanabileceği gibi, meydandaki kamp alanı da çadır veya karavanla konaklayacaklar için eşsiz bir lokasyondur.
HORZUM YAYLASI
Ahşap evleri, yemyeşil bitki örtüsü ve yayla insanlarıyla Adana'nın coğrafyasını ve geleneksel yaşantısını gözler önüne seren Horzum Yaylası'nı mutlaka ziyaret etmeli, doğanın sizi kucaklamasına izin vermelisiniz. Horzum Yaylası çam, çınar, üzüm bağları ve meyve ağaçları ile iç içedir. Bölgeye yolcu taşımacılığı yapan otobüs ve minibüslerle yaz-kış yıl boyunca gidilebilir, kamp kurularak piknik yapılabilir.Kır kahveleri ve bakkalları da olan yaylada bırakın çam ağaçları size eşlik etsin, meyve ağaçları en yakın arkadaşınız olsun.
İLTER UZEL TIP VE DİŞ HEKİMLİĞİ MÜZESİ
İlter Uzel Tıp ve Diş Hekimliği Müzesi, Türkiye’nin ilk diş hekimliği müzesi özelliğine sahip. Çukurova Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. İlter Uzel'in 1972 yılından beri biriktirdiği eserlerin yanı sıra birçok bilimsel kaynağın da sergilendiği Tıp ve Diş Hekimliği Müzesi, Adana'da ziyaretçilerini ağırlıyor. Tepebağ’da restorasyonu tamamlanarak hizmete açılan 2 katlı ve 10 odalı müzede; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün üst çene kemiği kalıbının kopyası, 1840’lı yıllarda kullanılan bir dişçiye ait dişçi koltuğu, eski tıp ve diş hekimlerinin kullandığı aletler, tıp tarihi kitapları ve makalelerden oluşan eserler, diş hekimliğine ait orijinal ve taş baskı kitaplar, gravür ve resimler yer alıyor.
KAZANCILAR ÇARŞISI
Adana’nın merkez Seyhan ilçesi Ali Münif Caddesi üzerinde bulunan Kazancılar Çarşısı, kentin geçmişine tanıklık eden ve tarihi dokusu korunan bir lokasyondur. Kazancılar Çarşısı'nın sokaklarında dolaşırken, geçmişin atmosferini hissetmek ve geleneksel zanaatkârların ustalığını yakından gözlemlemek mümkündür. Adını kazan imalatıyla uğraşan esnaflardan alan Kazancılar Çarşısı’nda el yapımı deri ürünleri, bakır işlemeler, gümüş takılar, el dokuması halılar, yöresel elbiseler ve diğer el işi ürünleri bulanabilir.
MİSİS KÖPRÜSÜ
Adana’ya bağlı Yakapınar yakınlarda bulunan Misis Harabeleri, adını Kilikyalı savaşçı Mapsos’tan alır ve İpek Yolu’nun önemli duraklarından biri olarak kullanılır. Köyün girişindeki tek katlı küçük müzede sergilenen Bizans mozaiklerinin en ilginç olanı ise Nuh’un tufandan kurtuluşunu tasvir eden 6. yüzyıl tarihli yer mozaiğidir.
RAMAZANOĞLU KONAĞI
Ramazanoğlu Konağı Seyhan İlçesi Kızılay Caddesi’nde Ulucami Külliyesi içinde yer almaktadır. Adana’nın en eski yapılarından biri olan konak, 1495 yılında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından yaptırılmıştır. Piri Paşa Vakfiyesinde yüksek ve büyük bir bina olduğu, bahçe içindeki yapının kışlık ve yazlık olarak inşa edilmiş olduğu belirtilmiştir. Yavuz Sultan Selim’in Mısır ve 4. Murat’ın Bağdat seferlerine giderken burada üçer gece kaldıkları bilinmektedir.
SİNEMA MÜZESİ
Adana Sinema Müzesi, sinema tarihine dair bir nostaljik bir yolculuk sunarak ziyaretçilerine eğitici ve eğlenceli bir deneyim yaşatıyor. 23 Eylül 2011 yılında Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Sinema Müzesi, Türkiye'nin ilk ve tek sinema müzesi olma özelliğiyle dikkat çekiyor. Müze, iki katlı bir binada konumlanmıştır ve geniş bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Koleksiyonda, Türk sinemasının geçmişine dair birçok değerli obje, fotoğraf, kostüm, afiş ve diğer sinema malzemeleri bulunmaktadır. Burada, ünlü Türk sinema oyuncularının kostümleri ve eşyaları gibi özel parçaları sergileniyor. Adanalı sanatçıların eserlerine, kıyafet ve heykellerine de yer verilen müze, sinemaseverleri zengin bir arşivle buluşturuyor.
SU SPORLARI
Su sporları bakımından her türlü imkâna sahip olan Adana, Türkiye’nin önemli bir merkezi olarak öne çıkmaktadır. Adana'da baraj gölü çeşitli yarışmalara yaptığı ev sahipliği ile sayısız sporcu yetiştirmektedir. Yüzme, kürek, kano yarışları düzenlenmekte olan Seyhan Barajı Gölü iklim ve rüzgârı açısından yılın 12 ayı sporcuları ağırlamaktan şeref duyuyor.
ŞAR ANTİK KENTİ
Adana’nın Tufanbeyli ilçesinde bulunan Şar Antik Kenti, Roma dönemi ait eserleri bünyesinde barındırır. Özellikle amfi tiyatrosu ile ziyaretçilerini ağırlamaya devam eden antik kent, Bizans döneminden de kilise kalıntılarına sahiptir.
TARİHİ KIZ LİSESİ
Adana Tarihi Kız Lisesi, Seyhan Nehri kıyısında, Taş Köprü’nün güneyinde yer almaktadır. Sultan Abdülhamit zamanında Adana Valisi Abidin Paşa tarafından 1881‐1883 tarihleri arasında Askeriye Rüştiye (askeri ortaokul) olarak yaptırılmıştır. 1885 yılında lise bölümü de eklenmiş ve Adana Mülki İdadi Mektebi adını almıştır. 1908 yılında okulun adı Mekteb‐i Sultani olmuş, 1923 yılında ise Adana Lisesi adını almıştır. 1932 yılından 1998 yılına kadar yatılı Kız Lisesi olarak hizmet veren okul, 2005 ‐ 2006 yıllarında restore edilerek Kültür Sanat Merkezi olarak hizmete açılmıştır.
TAŞ KÖPRÜ
Adana'da Seyhan Nehri üzerinde, merkez Yüreğir ile Seyhan ilçelerini birbirine bağlayan tarihi Taşköprü, dünyada halen kullanılan en eski köprüdür. Roma İmparatorluk Dönemi’ne ait Taşköprü Adana’nın en önemli simgelerinden biridir. Adana Arkeoloji Müzesi’nde bulunan kitabesine göre; 1700 yıllık olan köprü Roma İmparatorluk Dönemi’nde “Auxentios” isimli bir mimar tarafından inşa edilmiştir. 2006 yıllında geçirdiği onarım sonrası araç trafiğine kapatılan köprü, 319 m. uzunluğunda 11.4 m. genişliğindedir. 21 yuvarlak kemerden bugün 14’ü görülebilmektedir. Tarih boyunca önemini koruyan Taşköprü, Anadolu’dan güneye ve doğuya giden kervanların, ordu ve hükümdarların geçiş noktası olmuştur. Eskiden burada yer alan Adana Kalesi’nin doğu kapısı Taşköprü’ye açılıyordu. Bölgenin günümüzde kullanılan “Kalekapısı” adı da buradan geliyor. Osmanlı döneminde köprüde çift katlı bir yapı yer alıyordu. Şehre girişlerde vergi tahsilatı buradan yapılıyordu.
TEPEBAĞ EVLERİ
Tepeba ve Kayalıbağ Mahallerinde ayakta kalabilmiş geleneksel Adana evleri, kentin tarihi kimliğinin en önemli parçalarındandır. Tarihi sur içindeki Adana şehrinin yüzlerce yıllık kültürü burada saklıdır. Tepebağ Höyüğü bölgesinde bulunan Tepebağ Evleri, çoğu 18. yüzyılda yapılmış geleneksel Türk mimarisinin özgün örneklerindendir. Adana’nın sıcak ikliminin bu yapıların karakterine etki ettiği görülmektedir. 2-3 katlı tuğla veya ahşaptan yapılan bu evlerde giriş katında avlu önemli yer tutmaktadır.
TEPEBAĞ HÖYÜĞÜ
Geçmişi 8 bin yıl öncesine dayanan Tepebağ Höyüğü, tarih boyunca birçok yerleşime sahne olmuştur. Tepebağ, kentin siyasi, ekonomik, ticari ve kültürel yapısına ışık tutacak önemli bir merkez. Erken Tunç Çağı'ndan sonra Demir Çağı, Helenistik, Roma, Bizans, erken İslami ve Orta Çağ sonrası dönemlere kadar çok sayıda medeniyete izleri taşıyan Tepebağ Höyüğü, Taşköprü civarında ve Seyhan Nehri’nin kenarında Adana’nın bir mahallesi olan Tepebağ Mahallesinde ziyaretçilerini tarih yolculuğuna çıkartıyor.
VARDA KÖPRÜSÜ
Adana-Ankara istikametinde, Karaisalı İlçesi Hacıkırı Köyünün yaklaşık 2 km. kuzeyinde bulunan Varda Köprüsü halk tarafından “Koca Köprü” diye anılmaktadır. Osmanlı Hükümdarı 2. Abdülhamit ile Alman İmparatoru Kaiser Wilhem tarafından imzalanan sözleşme ile İstanbul-Bağdat-Hicaz Demiryolu hattını tamamlamak üzere 1907-1912 yıllarında inşa edilmiştir. Köprü 99 m. yüksekliğinde ve 172 m. uzunluğunda olup derin bir vadiyi birbirine bağlamaktadır. Çeşitli yerli ve yabancı filmlerde de yer alan Köprünün beş yapım sürecinde 21 işçi ve bir alman mühendis çeşitli sebeplerle hayatını kaybetmiştir. Varda Köprüsünün bir diğer önemli ve ilginç özelliği ise düz bir köprü olmayıp virajlı olmasıdır.
YAĞ CAMİİ
Adana’nın en eski camilerinden birisi olan Yağ Camii ve Külliyesi Seyhan İlçesi Ali Münif Yeğenağa Caddesi’nde yer almaktadır. Yağ Camii, önceleri “Eski Cami” adı ile anılıyorken, hemen yanında kurulu yağ çarşısı nedeniyle daha sonraları bu adı almıştır. 1501 yılında Ramazanoğlu Halil Bey’in emri ile kiliseden camiye çevrilmiş, günümüzdeki haline Piri Paşa tarafından yaptırılan eklemelerle kavuşmuştur. Cami sade bir mimari yapıya sahiptir. Taç kapısı, anıtsaldır. Yapı basık kemerli, kavsaralı, mukarnaslı, kalkanlıdır. Üzerinde bir sıra sülüs hatlı kitabe vardır.
YILANKALE
Ceyhan’a 13 kilometre uzaklıktaki Yılankale'nin, Bizanslılar zamanında yaptırıldığı varsayılır. Ceyhan Ovası’na tamamen hâkim, çok sarp bir tepe üzerine kurulmuştur. Eski adı Govara (Kovara) olan kaleye, yörede Şahmeran efsanesinin geçtiği yer olarak kabul edilmesinden dolayı, ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi 17'nci yüzyılda Şahmeran Kalesi adını vermiştir.